Hayırlı bir gün – 17-05-2018

“  Ey İnananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamıyanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa o iyilik kendisinedir. Oruç tutmanız eğer bilirseniz sizin için hayırlıdır.”

Bakara Suresi 183, 184.


“Kim fazîletine inanarak ve ecrini Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”

Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi vessellem) (Buhârî, Savm, 6)


“  Ramazan geldi, aşk ve îmân pâdişâhının sancağı erişti. Artık maddî yiyeceklerden elini çek, çünkü göklerden mânevî rızıklar geldi. Can sofrası kuruldu. Can bedeni hantallığından kurtuldu. Tabîatımızın isteklerinin eli bağlandı. Aşk ve iman ordusu geldi. Sapıklık ve imansızlık ordusunu kırıp geçirdi. Bir bakıma oruç, bizim kurtuluşumuzun kurbanı sayılır. Bizim canımız onun yüzünden dirilik kazanacaktır.

Mâdem ki gönül evine misafir olarak can geldi, onun uğruna bedenimizi tamamıyla kurban edelim. Sabır hoş bir buluttur. Ondan hikmet ve mânevî lütuf yağar. Bu sebeptendir ki, Kur’ân sabır ayında nâzil olmuştur. Bizi, kötü işler, günahlar işlemeye teşvik eden kirli nefsimiz, arınmaya temizlenmeye muhtaçtır. Ramazan gelince günah zindanının kapısı kırıldı. Can nefsi esaretinden kurtuldu. Miraca çıktı. Sevgili’ye kavuştu. Bu mübarek ayda gönül de boş durmadı, ümitsizliğin karanlık perdesini yırttı, göklere uçtu. Can zâten bu kirli dünyaya mensup değildi. Meleklerdendi, onlara ulaştı.

Ramazan günlerinde sarkıtılan merhamet ipine sarıl da şu beden kuyusundaki hapisten kurtul. Yûsuf, kuyunun ağzına geldi, seni çağırıyor, çabuk ol, vakit geçirme. Îsa, isteklerden, beden eşeğinin arzularından kurtulunca duâsı kabul edildi. Sen de nefsânî isteklerden temizlen, elini yıka. Çünkü gökyüzünden mânevî yemeklerle dolu sofra geldi, haydi elini ağzını yıka, ne yemek ye, ne iç, ne de söyle, hakîkate erdikleri için susup duran ermişlere gelen mânâ sözlerini mânâ lokmalarını ara!”

Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.) Divân-ı Kebir – Şefik Can 1 C. S. 459-60

Allah’ım! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v.)’ya ve onun tertemiz Ehl-i Beytine salât ve selâm eyle Ey ortağı, benzeri bulunmayan, pâk, kutsal Rabbimiz! Bize yardım et ve günahlarımızı bağışla. Bize ince, derin mânâlı, tesirli güzel sözler ilham et de, onlarla duâ ederek Sen’in merhametini kazanalım. Ya Rabbi! Duâyı ettiren, bizi Sana yalvartan da Sensin, duâyı kabul eden de Sen. Ümit de, emînlik de, korku da, mehâbet de Senden gelmektedir. Ey söz sultanı! Biz yanlış söyledi isek, Sen düzelt. Her şeyin düzelticisi Sensin. Allah’ım Sen de öyle bir kudret, öyle bir güç var ki, onunla dilediğini, dilediğin şeye çevirirsin. Ey güçlükleri kolaylaştıran Allah’ım! Sen bize dünyada da, ahirette de iyilik ver, güzellik ver! Mübarek Ramazan ayında mağfiretine eren, kullarının içine bizleri de nasib eyle.

Yâ Rabbi; bizleri orucu hakkıyla tutabilen, Ramazân-ı şerîfin mânevî ikramlarındaki ulvî ve mânevî lezzetleri tadabilen, açlığın güzel tesirleriyle mâneviyatta terakkî eyleyebilenlerden ve mahşer meydanında ihlâslı ibâdetlerinin şahâdetiyle rahmet-i ilâhiyyeye erenlerden eyle.  Ya Erhamerrahimin. Âmin…

Paylaşabilirsiniz...