Muhtelif Dualar

 Ezan Duası

Sözlükte bildirmek, duyurmak, çağrıda bulunmak, ilan etmek anlamlarına gelen ezan, dini bir terim olarak, farz namazlarının vaktinin girdiğini belli sözlerle ve özel bir şekilde ilan etmek, bildirmek demektir. Ezanın sözleri aşağıdaki şekildedir:

Allâhü ekber Allâhü ekber (Allah en büyüktür, Allah en büyüktür)

Allâhü ekber Allâhü ekber (Allah en büyüktür, Allah en büyüktür)

Eşhedü en lâ ilâhe illallâh (Ben tanıklık ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur)

Eşhedü en lâ ilâhe illallâh (Ben tanıklık ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur)

Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh (Ben tanıklık ederim ki Muhammed Allah’ın elçisidir)

Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh (Ben tanıklık ederim ki Muhammed Allah’ın elçisidir)

Hayye ale’s-salâh Hayye ale’s-salâh (Haydin namaza gelin, haydin namaza gelin)

Hayye ale’l-felâh Hayye ale’l-felâh (Haydin falaha/kurtuluşa gelin, haydin felaha/kurtuluşa gelin)

Allâhü ekber Allâhü ekber (Allah en büyüktür, Allah en büyüktür)

Lâ ilâhe illallâh (Allah’tan başka ilah yoktur)

Sabah ezanında “hayye ‘alel-felâh”tan sonra  iki defa

“es-salâtü hayrum-minennevm” (namaz uykudan hayırlıdır) denir.

“Kamet” de ezan ile aynıdır sadece “hayye’alel-falâh” cümlesinden sonra iki kere “kad kâmetis-salâh” (namaz başladı)  cümlesi  okunur.

Medine’ye hicretten sonra, Mescid-i Nebevî’nin inşası tamamlanıp düzenli bir şekilde cemaatle namaz kılınmaya başlanınca, Peygamberimiz (a.s.), vakitlerin girdiğini duyurmak için ne yapabileceğini sahabe ile istişare etmiş, neticede Hz. Peygamber’e vahiyle, ayrıca sayıları yirmiye kadar ulaşan sahabiye de rüyalarında bugünkü ezanın şekli öğretilmiştir. Ezan, sahabeden Hz. Bilal (r.a.) tarafından sabah namazında, yüksekçe bir evin damında okunarak uygulamaya başlanmıştır.

Ezan, sünnet-i müekked olmakla birlikte, Müslümanlığın şiarı haline gelmiştir. Ezan aracılığıyla halka hem namaz vaktinin girdiği ilan edilmekte, hem de Allâh’ın büyüklüğü, Peygamberimizin O’nun elçisi ve namazın kurtuluş olduğu ilan edilmektedir.

Ezan, dinimizin en önemli şiarlarından biridir. Ezan, Müslüman’ın kimliğidir. Bir aidiyeti ifade eder. Özgürlük bildirisi olan ezan, müminleri Allah’a itaat etmeye, şuura, uyanıklığa, takvaya davet eden bir bildiridir. Gönüller onunla yumuşar, duygu yüklü terennümleriyle gözler dolar, ona alışık kulaklar, onu dinlemekten zevk alır. Ezanın hayatımızdaki kıymetini bilebilmek için kısa bir ayrılık yeter. Ezan seslerinden uzak bir ülkede bir süre yaşayınca ve geri dönünce bunu yaşarız. Hele uzun yıllar ezansız kalmış kulaklar için o, gerçek bir rahmet çağlayanı gibidir.

Ezan, başlı başına bir davettir, irşaddır. Hazreti Bilal (r.a.)’den günümüze, insanlığı O’na çağıran bu ses, her zaman cevabını bulmuş ve dünya var oldukça da bulacaktır. Bu çağrı kelimeleri aşan, açıklanamaz, kavranamaz bir davettir. Arapça’yı ve Türkçe’yi bilmeyen niceleri, dinledikleri muhteşem ezanlarla hidayete mazhar olmuşlardır. Bu konuda yüzlerce hidayet hikayesi duymuş olmalısınız.

 Ezan, bir tek olan Allah’a, rahmet peygamberi Muhammed’e (s.a.s.), kötülüklerden ve hayatın monotonluğundan alıkoyan namaza ve bu temel esaslar ekseninde felaha (huzur ve mutluluğa) çağrıdır. Bu itibarla ezanı duyan mümin, bu kutsal çağrıya kayıtsız kalmaz, büyük bir saygı ve hürmetle ona icabet eder.
Peygamberimiz (a.s.), ezan işitildiğinde aşağıdaki duanın okunmasını tavsiye etmiş ve bu dua hakkında şöyle buyurmuştur:

Bir kimse ezanı işittiği zaman;

Okunuşu: “Allâhümme Rabbe hâzihi’d-da‘veti’t-tâmmeh, ve’s-salâti’l-kâimeh, âti Muhammedeni’l-vesîlete ve’l-fadîlete veb’ashü makâmem-mahmûdeni’l-lezî va’adteh.”

Anlamı: “Ey bu eksiksiz davetin ve kılınan namazın sahibi! Muhammed’e vesîle’yi ve fazîleti ver. O’nu, vaat ettiğin Makam-ı Mahmûd üzere dirilt” derse, ona kıyâmet günü mutlaka şefaatim helal olur.”  (Buhârî, Ezân, 8; Ebû Dâvûd, Salât, 28)

Abdest Duâları

Namazın şartlarından birisi olan abdest; namaz ve Kabe’yi tavaf, tilavet secdesi gibi bazı ibadetleri yapmak için, vücudun belirli uzuvlarını usulüne uygun olarak yıkamak veya meshetmektir.

Manevi temizlik ve namaz başta olmak üzere ibadetlere ruhen ve bedenen hazırlık mahiyetinde olan abdest, aynı zamanda maddi bir temizlenme vasıtasıdır. Kuran-ı Kerim’de ;

Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın…” (Maide, 5/6) buyurulmaktadır. Peygamber Efendimiz de “Bir Müslüman abdest aldığı zaman, yüzünü yıkarken gözleriyle işlediği günahlar abdest suyu ile dökülür gider. Ellerini yıkadığında elleri ile işlediği günahlar abdest suyu ile dökülür (öyle ki kişi bütün günahlardan arınır ve tertemiz olur). Ayaklarını yıkadığında da, ayaklarıyla işlediği günahları abdest suyu ile akıp gider. Nihayet o Müslüman günahlarından tamamıyla arınmış olur. ” (Müslim, Tahâret, 32) buyurmak suretiyle abdestin önemine işaret etmiştir.

Usul ve adabına uygun bir şekilde abdest şöyle alınır: Abdeste niyet ve eûzü vebesmele ile başlanır, parmak aralıkları da dahil eller bileklere kadar üçer defa yıkanır, dişler temizlenir, ağza ve buruna üçer defa su verilip yıkanır. Yüz ve dirseklerle beraber kollar üçer defa yıkanır. Sağ el ıslatılarak elin içiyle başın üstü bir defa meshedilir. İki elin içi ile başın tamamının meshedilmesi daha iyidir. Eller ıslatılarak parmaklarla kulakların içi ve dışı, sonra da ense birer defa meshedilir. En son olarak da, üç defa ayaklar topukları ile birlikte yıkanır. Yıkamaya sağ uzuvlardan başlamak, suyu iktisatlı kullanmak, abdest esnasında ve sonunda dua etmek, kelime-i şahadetgetirmek abdestin sünnetlerindendir.

Selef-i salihin olarak nitelendirilen İslâm alimleri tarafından tanzim edilmiş ve abdest esnasında okunması tavsiye edilen bazı dualar vardır. Bu dualar şöyledir;

a)  Eller Yıkanırken

Abdest alacak kimse, abdeste başlarken “Eûzü ve Besmele” çektikten sonra:

Okunuşu: Elhamdulillâhillezî ce’alel-mâe tahûren ve ce’alel-İslâme nûra.

Anlamı: Suyu temizleyici, İslâm’ı da nur kılan Allah’a hamdolsun.

b)  Ağız yıkanırken

Okunuşu: Allahümme! Eskınî min havzı nebiyyike ke’sen lâ ezme’u ba’dehu ebedâ

Anlamı: “Ey Rabbim, bana Peygamberinin havzından bir kâse içir, ondan sonra hiç susamayayım.”

c)  Burna Su Verilirken

Okunuşu: Allahümme! Lâ tahrimnî râihate na’îmike ve cinânike

Anlamı:  “Allah’ım! Beni nimetlerinin ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum etme.” 

d) Yüz Yıkanırken

Okunuşu. Allahümme! Beyyıd vechî binûrike yevme tebyeddu vucûhun ve tesveddu vucûh”

Anlamı: “Ey Rabbim! Nice yüzlerin beyaz, nice yüzlerin kara olacağı günde yüzümü nurunla beyaz kıl, nurlandır.”

e) Sağ Kol Yıkanırken

 

Okunuşu: Allahümme! Atınî kitâbî bi-yemînî ve hâsibnî hısâben yesîra

Anlamı: “Ey Rabbim! Kitabımı sağ elime ver ve hesabımı kolay gör.”

f) Sol kol yıkanırken

Okunuşu: Allahümme! Lâ tutınî  kitâbî bi şimâlî ve lâ min verâi zahrî ve lâ tuhâsibnî hısâben şedîda

Anlamı: “Ey Rabbim! Kitabımı sol elime verme, arkamdan da verme, ve hesabımı zorlaştırma.”

g) Baş meshedilirken

Okunuşu: Allahümme! Ğaşşinî bi rahmetike ve enzil ’aleyye min berakâtike

Anlamı: “Allah’ım beni rahmetinle sar, üzerime berekâtından indir.”

h) Kulak meshedilirken

Okunuşu: Allahümmec’alnî mine’l-lezîne yestemi’ûne’l-kavle fe yettebi’ûne ahsenehû”

Anlamı: “Ey Rabbim! Beni sözü dinleyip de ona en güzel şekilde tabi olanlardan kıl.”

i)  Boynuna Meshederken

Allahümme! Atık rakabetî minen-nâri (Ey Rabbim! Benim boynumu ateş esâretinden kurtar.)

ı) Ayaklar Yıkanırken

Okunuşu: “Allahümme! Sebbit kademeyye alas-sıratı yevme tezûlü fihil-akdam”

Anlamı: “Ey Rabbim! Nice ayakların kaydığı günde benim ayaklarımı sırat üzerinde sabit kıl.”

k) Abdest Bittikten Sonra

Okunuşu:  Eşhedü en lâ ilâhe illalâhu vahdehû lâ şerîke leh. Ve eşhedü enne Muhammeden ‘abdühu ve resûlühü.
Allahümmec’alnî minet-tevvâbîne vec’alnî minel-mutatahhirîn.
Sübhanekellâhümme ve bi-hamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbü ileyke

Anlamı: Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yokturO, birdir ve O’nun ortağı yoktur ve şehadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.  “Allâhım! Beni tövbe edenlerden ve çok temizlenenlerden eyle. (Allah’ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Allah’ım!! Şehâdet ederim ki Senden başka hiç bir ilâh yoktur. Senden mağfiretini isterim ve Sana tövbe ederim.”

Namazdan Sonra Türkçe Olarak Yapılabilecek Dua

Allahım! Kıldığım namazımı, eksik ve kusurları ile birlikte kabul eyle.

Ey kalpleri evirip çeviren Allahım! Kalbimi dinin ve itaatin üzere sabit kıl.

Allahım! Senden sevgini, seni sevenlerin sevgisini ve sana yakın kılacak her işi sevmeyi bana nasip eyle.

Allahım! Bana imanı sevdir ve onu bana güzel göster. Küfürden, fasıklıktan ve isyandan nefret ettir. Beni doğru yolda olanlardan eyle.

Allahım! Senden, bildiğim ve bilmediğim, geçmiş ve gelecekteki tüm hayırları niyaz ediyorum. Bildiğim ve bilmediğim, geçmiş ve gelecekteki tüm şerlerden de sana sığınıyorum. Senden cenneti ve ona ulaştıracak her türlü söz, fiil ve ameli nasip etmeni diliyorum. Cehennemden ve ona götürecek her türlü söz, fiil ve amelden de sana sığınıyorum.

Allahım! Kulun ve elçin Hz.Muhammed’in senden istediği bütün hayırlardan ben de istiyorum. Kulun ve elçin Hz. Muhammed’in sana sığındığı bütün şerlerden ben de sana sığınıyorum.

Allah’ım! Beni işlerin en güzeline ve ahlakın en güzeline eriştir. Bunların en güzeline ancak sen eriştirirsin. Kötü işlerden ve kötü ahlaktan beni koru. Bu kötülüklerden de beni ancak sen korursun.

Allahım! Senden faydalı ilim, bol rızık ve her derdime deva niyaz ediyorum.

Allahım! Dinî ve dünyevî hayatım, ailem ve malım için Senden bereket ve sağlık niyaz ediyorum.

Allahım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği vermeni niyaz ediyorum.

Allahım! Senden Müslüman bir kalb ve doğru söyleyen bir lisan lütfetmeni niyaz ediyorum.

Allahım! Senden hayırlar işlemeyi, kötülükleri terk etmeyi, yoksulları sevmeyi, beni bağışlamanı ve bana merhamet etmeni niyaz ediyorum.

Allahım! Faydasız ilimden, korkmayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul olmayan duadan sana sığınırım.

Allahım! Hıyanetten, küfürden, şirkten, İslam’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten, münafıklıktan, gösterişten, riyadan ve kötü ahlâktan sana sığınırım.

Allahım! Sıkıntıdan, üzüntüden, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten,  kalp katılığından, gafletten, zilletten, meskenetten sana sığınırım.

Allahım! Zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım.

Allahım! Günahtan, cehennem azabından, kabir azabından, zenginliğin fitnesinden, fakirliğin fitnesinden sana sığınırım.

Allahım! Çekilmez belalardan, isyana düşmekten, görülmez kazadan ve düşmanları sevindirecek musibetlerden sana sığınırım.

Allahım! Verdiğin nimetlerin son bulmasından, verdiğin sağlık ve afiyetin gitmesinden, azabının ansızın gelmesinden ve her türlü gazabından sana sığınırım.

Allahım! Günahlardan ve masiyetlerden sana sığınırım.

Allahım! Gün içinde, geceleyin ve her an gelebilecek kötülüklerden, kötü arkadaştan, kötü komşudan sana sığınırım.

Allahım! Kalbimi nifaktan, amelimi riyadan, dilimi yalandan, gözümü hıyanetten temizle. Çünkü sen gözlerin hain bakışlarını ve kalplerin sakladıklarını bilirsin.

Allahım! Hayatta kaldığım sürece masiyetleri terk etmem konusunda bana yardım et! Sıkıntılara düşmemem konusunda da bana yardım et!

Allahım! Ayıplarımı ört, korktuklarımdan emin eyle. Beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden gelebilecek her türlü tehlikeye karşı muhafaza buyur.

Allahım! Sıhhat, iffet, emanet, güzel ahlak ve takdire rıza istiyorum.

Allahım! Bedenime, kulağıma, gözüme, bedenime sağlık ve afiyet ver.

Allahım! İşlediğim tüm günahlarımı bağışla. Ömrümün geriye kalan kısmında beni günah işlemekten muhafaza buyur. Bana razı olacağın tertemiz işler yapmayı nasip eyle.

Allahım! Beni göz açıp kapayacak kadar bile nefsime bırakma.

Allahım! Bana öğrettiklerinden yararlanmamı nasip eyle, bana faydalı olacak şeyleri öğret ve yarar sağlayacak ilim lütfeyle.

Allahım! İlmimi artır. Beni hidayete ulaştırdıktan sonra kalbimi eğriltme. Bana rahmetinden lütfet. Muhakkak ki sen çok lütufkârsın.

Allahım! Bana lütfettiğin rızkı bereketli kıl ve beni kanaatkâr eyle.

Allahım! Bana takva ver ve beni arındır. En iyi arındıran sensin. Sen benim yardımcım ve mevlamsın.

Allahım! Günahımı bağışla, rızkımı bollaştır ve verdiğin rızkı hakkımda bereketli kıl.

Allahım! Bütün işlerimizin sonucunu güzel eyle. Bizi dünya perişanlığından ve Ahiret azabından koru.

Yemek Duası

– Sahabeden Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v.) bir şey yeyip içtikten sonra şu duâyı okurdu:

Okunuşu: Elhamdü lillâhillezî et’amenâ ve sekânâ ve cealenâ müslimîn
Elhamdü lillâhi hamden kesîran mübâreken fîhi, ğayra mekfiyyin, ve lâ müveddein ve lâ müsteğnen anhü Rabbenâ.
El-Hamdü lillâhillezî et‘amenî hâzat-taâme ve razakanîhi  min ğayri  havlin velâ kuvvetin

Anlamı: “Bize yedirip içiren ve bizi Müslümanlardan kılan Allâh’a hamdolsun”(Tirmizî, Daavât 5 5; Ebû Dâvud, Et’ime 5 2 ; İbnu Mâce, Et’ime 16 )

“Ey Rabbimiz! Sana tertemiz duygularla, eksilmeyip artan, huzurundan geri çevrilmeyip kabul edilen sayısız hamd ile hamd ederiz. ” (Buhârî, Et`ime 54.;Ebû Dâvûd, Et`ime 52 (3849); İbni Mâce, Et`ime 16)

Bu yiyeceği bana yediren ve tarafımdan hiçbir güç ve kuvvet olmadan bunu bana rızık kılan Allâh’a hamdolsun” derse geçmiş günahları affolunur” dedi.(Ebû Dâvud, Libâs 1; Tirmizî, Da’avât 55; İbnu Mâce, Et’ime 16)

Türkçe olarak şu dua da yapılabilir:

Bizleri yokken vareden, bizlere yedirip-içiren Yüce Rabbimize hamdolsun, Kâinatın efendisi sevgili peygamberimize salât ve selâm olsun. Mağfiret ve rahmet bütün Müslüman kardeşlerimizin üzerine olsun.

Ya Rabbi! rızık ve nimet veren sensin! Sen kapına yönelenleri boş çevirmezsin. Biz aciz kullarız, Senin sonsuz ikram ve ihsanına muhtacız. Bizlere dünya ve âhirette güzel nimetler ihsan  eyle!

Ey  güzel Rabbimiz! Bu sofrada tattırdığın nimetlerin daha güzellerini ebedî mutluluk yurdu olan cennetinde de tatmayı bizlere nasip eyle!

Ya Rabbi! bu helâl gıdaların şükrünü eda edebilmeyi ve Sana kullukta bulunabilmeyi bizlere nasip eyle!

Ya Rabbi! Bu sofranın hazırlanmasında emeği geçen kardeşlerimizin kazançlarına bereket, kendilerine sağlık huzur ve mutluluk ihsan eyle! Âilelerinden  âhirete göç edenlere  ve geçmişlerimize merhamet eyle!

Ya Rabbi! Mülkün sahibi sensin, dilediğine mülkü verir, dilediğinden alırsın. Dilediğini azîz, dilediğini zelîl edersin. Bizleri; aziz kıldığın ve nimet verdiğin kullarından eyle!

Ya Rabbi! Bizleri nimetlerinden mahrum eyleme. Sağlık, huzur ve mutluluğumuzu daim eyle.

Ya Rabbi! Bizleri, mümin kardeşlerimizi ve tüm insanlığı her türlü kaza, bela, afet ve musîbetlerden muhafaza eyle! Barış ve esenlik dolu bir dünyada yaşayabilmemizi bizlere lutfeyle! Amin ve selâmün alel-mürselîn vel-hamdü lillâhi rabbil-âlemînel-Fatiha.

 

Nikâh Duası

Nikâh merasimi için gerekli şartlar sağlandıktan sonra bu merasimi icra edecek yetkili kişi, evlenme ile ilgili en az birer âyet ve hadis zikrederek, nikâh sözleşmesinin şartlarından, aile kurmanın ve evliliğin öneminden bahseder. Şahitler ya da topluluk huzurunda evlenecek çiftlerin olurunu alır ve aşağıdaki duayı okur:

Okunuşu: el-hamde lillâhi vessalâtü vesselâmü ‘alâ Rasûlina Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve ashâbihî ecme’în.
Ve ne’ûzü billâhi min şurûri enfüsinâ ve min seyyiâti a’mâlinâ.
Ve neşhedü en lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Ve neşhedü enne Muhammeden ‘abdühû ve Rasûlühü.
Allâhümmec’al hâzel-‘akde meymûnen mübârakâ. Vec’al beynehümâ üfleten ve mahabbeten ve karârâ. Velâ tec’al beynehümâ nefraten ve fitneten ve firârâ.
Allâhümme ellif beynehüme kemâ ellefte beyne Âdeme ve ve Havvâe  vi kemâ ellefte beyne Muhammedin sallallâhü ‘aleyhi ve seleme ve Hatîcetel-kübrâ radiyallâhü ‘anhâ ve beyne ‘Aliyyin radıyallâhü ‘anhü ve Fatımetez-Zehrâ radıyallâhü ‘anhâ.
Allâhümme a’tı lehümâ evlâden sâlihâ. Ve ‘umran tavîlâ. Ve rizkan vâsi’â
Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate a’yünün vec’alnâ lil-müttekîne imâmâ.
Rabbenâ âtinâ haseneten ve fil-âhırati hesaneh. Ve kınâ ‘azâben-nâr.
Sübhâne Rabbike Rabbil-‘ızzeti ‘ammâ yasıfûn. Ve selâmün ‘alel-mürselîn. Vel-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn.

Anlamı: “Allah’a hamd olsun. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e, âl ve ashabına salat ve selam olsun.

Nefsimizin şerlerinden ve kötü amellrimizden Allah’a sığınırız.

Bir tek Allah’tan başka ilah olmadığına ve Onun ortağının bulunmadığına  şahadet ederiz. Hz. Muhammed’in O’nun kulu ve resulü olduğuna da şahadet ederiz. (bk. Ebû Davut, Nikâh, 33; İbn Mâce, Nikâh, 19; Tirmizî, Nikâh, 16)

Allahım! Bu evlilik akdini mübarek eyle. Bu çiftler arasında ülfet/geçim, sevgi ve evliliklerinde sebat nasip eyle, aralarında nefret, geçimsizlik ve ayrılık var eyleme.

Allah’ım! Bu çiftlerin arasında Adem (a.s.) ile Havva; Hz. Muhammed (a.s.) ile Hatice ve Hz. Ali (r.a.) ile Hz. Fatıma (r.a.) arasındaki var olan ülfet, geçim ve kaynaşma var eyle.

Allah’ım! Bu çifte salih çocuklar, uzun ömürler ve bol rızık ihsan eyle.

Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” (Furkan, 25/74)

Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik, güzellik ve nimet ver, ahirette de iyilik, ğüzellik ve nimet ver ve bizi cehennem azabından kor. (Bakara, 2/201)

Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selam olsun. Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. (Sâffât, 37/180-182)

 

Gelin Uğurlama Duası

Örf ve adetlerimizde gelin babası evinden, erkek kardeşi ya da bir yakını tarafından özel bir merasimle çıkarılır ve uğurlanır. Uğurlama esnasında dua edilmesi yerinde bir davranış olur. Duaya, Allah’a hamd ve Rasulüne salavat ile başlanır ve Türkçe olarak şu dua yapılabilir:

Ey Rabbimiz! Bu evliliği hayırlı ve mübarek eyle.

Allahım! Eşi ile birbirlerini, Peygamberimiz Hz. Muhammed ile Hz. Hatice validemizin birbirlerini sevdikleri gibi sevmeyi nasip eyle. Kendilerine Hz. Âdem ile Havva annemiz arasına koyduğun sevgi gibi bir sevgi var eyle. Hz. Ali Efendimiz ile Fatıma validemiz gibi birbirlerini sevdir. Birbirlerine karşı kalplerini ısındır ve onları fitneden, fesattan, nefretten ve düşmanlıktan muhafaza eyle.

Allahım! Kendisine takva, iffet, sıhhat, afiyet ve ihtiyaç duyduğu her türlü güzellikleri nasip eyle. Onu yardımından mahrum bırakma. Ona bol ve helâl rızık ver. Verdiğin rızkı hakkında bereketli kıl. Onu kanaatkâr eyle.

Allahım! Ona anne olmayı ve anne şefkatini nasip et. Tertemiz bir nesil lütfet. Şüphesiz sen duaları işitensin. Salih evlat ihsan eyle.

Allahım! Ona, iffetini muhafaza ederek yaşamayı, namazını kılan, orucunu tutan ve sana itaat eden bir kul olmayı nasip eyle. Evini; Kur’an okunan, İslâm konuşulan ve meleklerin ziyaret ettiği bir yuva olmasını nasip eyle. Sadakatten ayırma. Eşini kendine bağlı ve vefalı eyle. Eşiyle birlikte Senin rızana uygun olarak hareket etmeyi nasip eyle.

Kötü arkadaş ve kötü komşudan uzak eyle. Kötü insanların şerrinden, fitnesinden, iftiradan ve kıskançlıktan muhafaza eyle.

Allahım! Kendisine seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi ve sana yakın kılacak her işi sevmeyi nasip et. Ona imanı sevdir. Gönlünde inkârcılığa, fasıklığı ve isyana karşı bir nefret uyanrır.

Allahım! Onu, sıkıntıdan, üzüntüden, acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, kalp katılığından, gafletten, zilletten ve meskenetten muhafaza eyle.

Allahım! Verdiğin güzellikleri, nimetleri ve yetenekleri ondan çekip alma. Bundan sonraki her gününü bundan önceki günlerinden daha mutlu ve huzurlu geçirmeyi nasip eyle.

Tekbir ve saltü selam getirilerek duaya son verilir.
            
-Zifafa giren kimsenin yapacağı dua:

Sahabeden İbn Abbas (r.a.)’in rivâyetine göre Peygamberimiz (a.s.) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz eşine yaklaşmak istediğinde şöyle dua etsin:

Okunuşu: Bismillâh! Allâhümme cennibneş-şeytâne ve cennibiş-şeytâne mâ razektenâ.

Anlamı: “Allah’ın adıyla! Allah’ım! şeytanı bizden ve bize nasip edeceğin çocuktan uzaklaştır” (Buhârî, Nikâh, 66; Ebû Davut, Nikâh, 46; Tirmizî, Nikâh, 8; İbn Mâce, Nikâh, 27)

 

Hatim Duası

Yüce Allah’ın son kelamı olan Kur’ân-ı Kerim’i okumak, ecir ve sevabı en yüksek olan bir ibadettir. Hatta selef âlimlerinin ifadelerine göre ibadetler içerisinde hiç birisi Kur’ân okumaya denk değildir. Nitekim âyette de, Kur’ân okumanın asla zarar etmeyecek bir kazanç olduğu belirtilmiştir: “Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.” (Fâtır, 35/29)

Bir başka âyette ise müminler, gece hayatlarını Kur’ân ile meşgul olarak geçirdikleri için övülürler: “Onların (Kitap ehlinin) hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye kapanarak Allah’ın âyetlerini okuyan bir topluluk da vardır.” (Al-i İmrân, 3/113)

Kur’ân okumanın, Müslümanların asla vaz geçemeyeceği bir görev olması gerektiğini beyan eden Peygamberimiz (a.s), şu güzel benzetmeyle bizleri Kur’an okumaya teşvik etmiştir:  Kur’ân okuyan mü’min, kokusu ve tadı güzel olan turunç gibidir. Kur’ân okumayan mü’min, tadı güzel ve fakat kokusu olmayan hurma gibidir. Kur’ân okuyan münafık, kokusu güzel fakat tadı acı olan fesleğen otu gibidir. Kur’ân okumayan münafık ise, kokusu olmayan acı yaban keleği gibidir.” (Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân, 36, Tevhid, 57)

Kur’ân-ı Kerim’in hatmedilmesi ve sonrasında yapılacak uygulamayı belirten bir hadiste, İbn Abbas (r.a)’dan rivâyete göre, bir adam Peygamberimiz (a.s)’e, Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir, diye sordu. O da:Konup göçendir dedi. O kişi: Konup göçen kimdir, diye sorunca, Peygamberimiz (a.s): “Kur’ân’ı başından sonuna kadar okuyan, bitirince hemen tekrar başlayandır” dedi” (Tirmizî, Kıraat, 4)

Bu hadisin müjdesine nail olmak ümidiyle Müslümanlar son sureyi (Nâs Suresi) okuduktan sonra Fatiha ile Bakara Suresinin başından ilk beş âyeti okumaktadırlar ki, halk arasında bu uygulama oldukça yaygın bir  hale gelmiştir.

Bu uygulamanın dayanağını teşkil eden yukarıdaki hadis ile sahabe ve tabiinden nakledilen birçok rivâyete göre, Kur’ân’ın hatminden sonra dua etmek sünnettir. Kuvvetli derecede müstehab olduğu da söylenmiştir. (bk. Nevevî, el-Ezkâr, s.136)

Hatim bittikten sonra, duanın kabul olma şartlarına da riâyet ederek, hatim duasına şu cümlelerle başlamak uygun görülmüştür:

Okunuşu: Sadekallâhü’l-‘azîm ve belleğa Rasûlühü’l-Kerîm.
Ve nahnü ‘alâ zâlike mineş-şâhidîn.
Rabbenâ âmennâ bimâ enzelte vet-teba’ner-Rasûle fektübnâ meaş-şâhidîn.

Anlamı: “Yüce olan Allah şüphesiz doğru söylemiştir. Onu Peygamberimiz (a.s) bize ulaştırmıştır. 

Biz de bu duruma şahit olanlardanız. 

Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik ve Peygamber’e uyduk. Artık bizi şahidlerle beraber yaz. (Al-i İmrân, 3/53)

Ya da kısaca:

Okunuşu: Sübhâne Rabbiyel-‘aliyyil-â’lel-vehhâb.

Anlamı: “Yüce, ulu ve lütufkâr olan Rabbimi tesbih ederim” dedikten sonra duaya başlanır.

Yukarıdaki kısa hatim duasından başka, bir örnek olarak aşağıda yer alan Arapça hatim duası veya Türkçesi de okunabilir:

Okunuşu: “El-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn.
Vel-‘âkibetü lil-müttekîn.
Velâ ‘udvâne illâ ‘alezzalimîn.
Ves-salâtü ves-selâmü ‘alâ Rasûlinâ Muhammedin ve ‘âlihî ve sahbihî ecme’în.
Rabbenâ takabbel minnâ inneke ente’s-semî’ul-‘alîm.
Ve tüb ‘aleynâ yâ Mevlânâ inneke ente’t-tevvâbür-Rahîm.
Vehdinâ ve veffiknâ ilel-hakkı ve ilâ tarîkın müstekîm. Bi beraketil-Kur’ânil-‘azîm.
Ve bi hürmeti men erseltehû rameten lil-‘âlemîn.
Va’fü ‘annâ yâ Kerîm. Va’fü ‘annâ yâ Rahîm.
Vağfir lenâ zünûbenâ bi fadlike ve keramike yâ ekramel-ekramîn.
Allâhümme zeyyinnâ bi zînetil-Kur’ân.
Ve ekrimnâ bi kerâmetil-Kur’ân.
Ve şerrifnâ bi şerâfetil-Kur’ân.
Ve elbisnâ bi hil’atil-Kur’ân.
Ve edhilnel-cennete bi şefâatil-Kur’ân.
Ve ‘âfinâ min külli belâid-dünyâ ve ‘azâbil-âhirati bi hurmetil-Kur’ân.
Verham cemî’a ümmet-i Muhammedin yâ Rahîmü yâ Rahmân.
Allâhümec’alil-Kur’âne lenâ fid-dünyâ karînâ.
Ve fil-kabri mûnisâ.
Ve fil-kıyâmeti şefî’ân ve ‘ales-sırâti nûrâ.
Ve ilel-cenneti rafîkâ.
Ve minennâri sitran ve hicâbâ.
Ve ilel-hayrâti küllihâ delîlen ve imâmâ. Bi fadlike ve cûdike ve keramike yâ Kerîm.
Allâhümmeh-dinâ bi hidâyetil-Kur’ân.
Ve neccinâ minen-nîrâni bi kerâmetil-Kur’ân.
Verfa’ deracâtina bi fadîletil-Kur’ân.
Ve keffir ‘annâ seyyiâtinâ bi tilâvetil-Kur’ân. Yâ zel-fadli vel-ihsân.
Allâhümme tahhir kulûbenâ.
Vestur ‘uyûbenâ.
Veşfi merdânâ.
Vekdi duyûnenâ.
Ve beyyid vücûhenâ.
Verfa’ deracâtina.
Verham âbâenâ.
Veğfir ümmehâtinâ.
Ve eslih dînenâ ve dünyânâ.
Ve şeddid şemle a’dâina. 
Vehfaz ehlenâ ve emvâlenâ ve bilâdenâ min cemî’l-âfâti ve’l-emrâdi ve’l-belâyâ.
Ve sebbit akdâmenâ, ven-surnâ ‘alel-kavmil-kâfirîn. Bi hurmetil-Kur’ânil-‘azîm.
Allâhümme belliğ sevâbe mâ kara’nâhü.
Ve nevvir mâ televnâhü ilâ rûhi seyyidinâ Muhammedin sallâllahü te’âlâ ‘aleyhi ve selem.
Ve ilâ ervâhi cemî’ı ihvânihî minel-enbiyâi vel-murselîn. Salevâtullâhi ve selâmühû ‘aleyhim ecma’în.
Ve ilâ ervâhi âlihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve ashâbihî ve etbâ’ıhî ve cemîı’ zürriyyâtihî rıdvânullâhi te’âlâ ‘aleyhim ecma’în.
Ve ilâ ervâhi âbâinâ ve ümmehâtinâ ve ihvâninâ ve ehavâtinâ ve evlâdina ve akribâinâ ve ehibbâinâ ve asdikâinâ ve esâtîzinâ ve limen kâne lehû hakkun ‘aleynâ ve li cemî’ıl-mü’minîne vel-mü’minâti vel-müslimîne vel-müslimâti, el-ahyâi minhüm vel-emvâti.
Yâ kâdiyel-hâcâti! Yâ mücîbed-d’avâti! İstecib du’âenâ bi rahmetike yâ erhamer-râhimîn.
Sübhâne Rabbike Rabbil-‘ızzeti ‘ammâ yasıfûn. Ve selâmün ‘alel-mürselîn. Vel-hamdü lillâhi Rabbil-‘âlemîn. el-Fatiha

Anlamı: Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun. İyi sonuç müttakilerindir. Düşmanlık ancak zalimler içindir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s)’e, onun bütün ehl-i beytine ve ashâbına salât ve selâm olsun. 

Ey Rabbimiz! Bizden ibadetlerimizi kabul buyur! Şüphesiz ki sen her şeyi işiten ve her şeyi bilensin. 

Ey Mevlamız! Bizim tövbelerimizi kabul eyle!. Şüphesiz ki sen tövbeleri çok çok kabul eden ve merhametli olansın. Bize hidâyet ver! Hak yola ve sırat-ı müstakime ulaşmayı bizi muvaffak eyle!. Yüce Kur’ân’ın hürmetine, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin Peygamber hürmetine. 

Ey Kerim olan Allah! Bizi bağışla. Ey Rahim olan Allah! Bizi bağışla. Ey ikram edenlerin en keremlisi olan Allah! Lütfunla ve ihsanınla bizim günahlarımızı bağışla. 

Allah’ım! Bizi Kur’ân süsü ile süsle. Kur’ân ile bize lütfet! Kur’ân ile bizi şereflendir. Kur’ân elbisesini bize giydir. Kur’ân hürmetine bizi cennetine koy. Kur’ân hürmetine dünyadaki belalardan ve âhiret azabından bizi koru. Ey Rahim, Ey Rahman! Ümmet-i Muhammed’in tamamına merhamet et. 

Allah’ım! Kur’ân’ı bize dünyada yoldaş eyle. O’nu bize kabirde dost eyle. Kıyamet günü onu bize şefaatçi kıl, sırat köprüsü üzerinde onu bize nur eyle. Cennette onu bize yoldaş eyle. Cehennem ateşine karşı onu bize perde ve engel kıl. İhsanın, cömertliğin ve keremin ile tüm hayırlı yollar için onu bize önder kıl. 

Kur’ân hidâyeti ile bizi hidâyete eriştir. Kur’ân’ın hürmetine bizi ateşten koru. Kur’ân hürmetine bizim derecemizi yükselt. Okunan Kur’ân hürmetine günahlarımızı bağışla. Ey Lütuf ve ihsan sahibi!. 

Allah’ım! Kalplerimizi temizle. Kusurlarımızı ört. Hastalarımıza şifa ver. Borçlarımızı ödemeye yardım et. Yüzümüzü aydınlat. Derecemizi yükselt. Babalarımıza merhamet et. Annelerimizi bağışla. Din ve dünya işlerimizi islâh et. Düşmanlarımızın bize saldırısını bertaraf eyle. Ailemizi, mallarımızı, memleketimizi her türlü afetlerden, hastalıklardan ve belalardan koru. Ayaklarımızı sabit eyle, kâfir toplumlara karşı bize yardım et. Yüce Kur’ân hürmetine. 

Allah’ım! Okuduğumuz ve tilavet ettiğimiz Kur’ân’ın sevabını ve nurunu Efendimiz Hz. Muhammed (a.s)’in ruhuna ulaştır. Ve onun kardeşleri olan tüm peygamberlerin (a.s) ruhlarına ulaştır. Ve Peygamberimiz (a.s)’in ehlinin, çocuklarının, hanımlarının, ashabının, tabiinin ve bütün zürriyetinin ruhlarına ulaştır. 

Hayatta olan veya vefat etmiş olan babalarımızın, annelerimizin, kardeşlerimizin, evladımızın, akrabalarımızın, sevdiklerimizin, dostlarımızın, hocalarımızın, üzerimizde hakkı olan herkesin ve Müslüman olan bütün kadın ve erkeğin ruhlarına ulaştır. 

Ey ihtiyaçları gideren Allah! Ey dualara icabet eden Allah! Ey merhametlilerin en merhametlisi! Dualarımızı kabul et. Tüm peygamberlere salât ve selam olsun.

Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selam olsun. alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.

Fatiha denir ve Kur’an’ın birinci suresi (Fatiha) okunur.

 

Mevlit Duası

Bilindiği üzere ülkemizde yaygın olarak icra edilen mevlid merasimleri evlilik, doğum, ölüm gibi farklı sebeplerden dolayı yapılmaktadır. Genellikle Süleyman Çelebi’nin nazım olarak yazdığı eser okunmaktadır. Merasimin çeşidine ve cemaatin konumuna göre genel olan dualar yapılabilir. Peygamberimiz (a.s)’den nakledilen duaların benzeri olan ifadelerle dua yapılması daha uygundur.

Bir örnek olarak şu dua yapılabilir:

Okunuşu: Elhamdülillâhi Rabbil-‘âlemîn.
Vel-‘âkıbetü lil-müttekîn.
Vessalâtü vesselâmü ‘alâ Rasûlinâ Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve sahbihî ecma’în.
Rabbenâ takabbel minnâ inneke ente’s-semî’ul-‘alîm.
Ve tüb ‘aleynâ yâ Mevlânâ inneke ente’t-tevvâbür-rahîm.
Vehdinâ ve veffiknâ ilel-hakkı ve ilâ tarîkın müstekîm.
Va’fu ‘annâ yâ Kerîm.
Va’fü ‘annâ yâ Rahîm.
Vağfir lenâ zünûbenâ bi fadlike ve keramike yâ ekramel-ekramîn veya erhamer-râhımîn.

 

Allâhım! Senin rızanı umarak burada toplandık, huzuruna geldik, boynumuzu büktük, elimizi açtık, bizi kapından boş çevirme. 

Ey Yüce Rabbimiz! Yüce kitabın Kur’ân ile bizleri huzura ve mutluluğa ulaştı. Kur’ân’ı okumayı, anlamayı ve gereği gibi yaşamayı hepimize nasip eyle.

Ey Rabbimiz! Yaptığımız hatalara, kusurlara, günahlara pişman olduk, tövbe  ediyoruz, bizi bağışla.

Ya Rabbi! Bizi Sırat-ı Müstekim üzere daima eyle. Şeytanın kalbimize girip bizi saptırmasına fırsat verme. Zikrinle kalplerimizi nurlandır, sevginle kalplerimizi doldur,  rahmet bizden esirgeme. 

Bazı yüzlerin ağarıp, bazılarının kararacağı  o günde, yüzleri ak, gönlü pak olan; sevgili Peygamberimizin hamd sancağı altında toplanan mesut ve bahtiyar kullardan olmayı, onlarla beraber cennete girmeyi ve cemalini seyretmeyi bizlere nasip eyle.

Ey Mevlamız! Mülkün sahibi sensin. Dilediğine mülkü verir, dilediğinden alırsın. Hayır, senin elinde, sen her şeye kadirsin. Kalplerimiz doğru yola ilettikten sonra bir daha eğriltme. Sen lütufkârsın, istediğini verensin. Bize dünyada da ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru.

Sen affedicisin, affı seversin; bizi affeyle. Bizi korktuklarımızdan eminkıl, umduklarımıza ulaştır.

Ey Rabbimiz!Yurdumuzu, milletimizi ve bütün İslam diyarını her türlü afetlerden;belalardan, zelzelelerden, yangınlardan ve düşman istilasından koru. Ülkemize kem gözle bakan iç ve dış düşmanlara fırsat verme. Birlik ve beraberliğimizi bozma. Kalplerimizdeki her türlü ayrılık sebepleriiı gider. Ülkemizi ve milletimizi ve vatanımızı ilelebet payidar eyle.

Ya Rabbi! Bizi ve neslimizi İslam’a ve Kur’ân’a bağlı insanlar eyle. Bizi Müslüman olarak yaşat, Bizi İslam’dan ayırm, Müslüman olarak öldür. Gönlümüzdeki İslam nurunu söndürmek isteyenlere fırsat verme. Hakkı, hak olarak görmeyi ve ona uymayı, batılı batıl olarak görmeyi ve ondan kaçınmayı bizlere nasip eyle.

Ey Yüce Rabbimiz! Okuduğumuz Mevlid-i şerifi, sureleri, âyetleri ve salâvat-ı şerifeleri dergâh-ı ulûhiyetinde kabul eyle.

Hâsıl olan sevabı, peygamberlerin ilki Hz. Âdem ile sonuncusu Hz. Muhammed Mustafa (a.s) ve her ikisi arasında gelmiş-geçmiş bütün peygamberlerin mübarek ruhlarına hediye eyledik kabul eyle. Sevgili Peygamberimizin âlinin, ezvacının, ashabının ve etbaının ruhlarına hediye eyledik vasıl eyle. 

Evliyanın, asfiyanın, âlimlerimizin ve ahirete imanla gitmiş müminlerin ruhlarına hediye eyledik vasıl eyle. El açarak âmin diyen buradaki hazır bulunan cemaatin geçmişlerinin ruhlarına hediye ediyoruz, kabul eyle.

Özellikle bu mevlid-i şerifin okunmasına sebep olanların geçmişlerinin ruhlarına hediye ediyoruz, ikram eyle. 

 Allah’ım!Gönderdiğin Tevrat, Zebûr, İncil ve Kur’ân hürmetine… Bütün sevdiklerin hürmetine, habibin Hz Muhammed Mustafa (a.s) hürmetine dualarımızı kabul eyle.

Âmin! Bi hurmeti Seyyidi’l-Murselin, ve’l-Hamdü lillâhi Rabbi’l-Âlemîn  el-fatiha

 

Nazar Değmesine Karşı Yapılacak Dua

Peygamberimiz (a.s),

“Göz (nazar) haktır” (Buhârî, Tıb, 35, No: 5408) buyurmuş yüzünde sarılık gördüğü biri için; “Buna dua ukuyun çünkü kendisinde nazar var” demiştir. (Buhârî, Tıbb, 34, No: 5407)

Göz değmesi (nazar), haktır ve gerçekleştiği bilinen bir gerçektir. Günümüzde de müsbet ilim, insan gözünün bazı zararlı ışınlar yaydığı ve bunun insanlar üzerinde olumsuz etkiler meydana getirdiğini ortaya koymuştur.

Ebû Said el-Hudri (r.a) diyor ki: Rasulullah (a.s) cinlerden ve insan gözünden Allah’a sığınırdı. Bu durum, “Muavvizeteyn” (Felak ve Nas) Sureleri ininceye kadar devam etti. Daha sonra bu sureleri okudu, diğerlerini bıraktı.” (Tirmizî, Tıb, 16; İbn Mâce, Tıb, 32)

İbn Abbas (r.a) diyor ki: Peygamberimiz (a.s), Hasan ile Hüseyin’i nazar ve benzeri olumsuzluktan korumak için onlara şu duayı okurdu:

 

Okunuşu: “Ü’îzükümâ bi kelimâtillâhi’t-tâmmeti min külli şeytânin ve haammetin. Ve min külli ‘aynin laammetin”

Anlamı: Sizi her türlü şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah’ın eksiksiz kelimelerine ısmarlarım.” (İbn Mâce, Tıb, 36; İbn Hıbbân, Edıye, No. 1012-1013)

Sahabeden Said b. Hakim (r.a) diyor ki: Peygamberimiz (a.s) bir şeye göz değmesinden korkarsa şöyle dua ederdi:

“Allâhümme bârik fîhi velâ tedurrahû” (Allah’ım! Onu mübarek eyle ve ona zarar verme) (Elbânî, I, 986, No: 9858)

Sahabeden Enes (r.a)’in bildirdiğine göre Peygamberimiz (a.s): “Kim hoşuna giden bir şey görür de:

“Mâşâllâh lâ kuvvete illâ billâh” (Allah’ın dediği olur. Ondan başka kuvvet ve kudret sahibi yoktur) derse, ona hiçbir şey zarar vermez.” (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, IV, 90,  No: 4370)

Hadislerden anlaşılmaktadır ki, insanın hoşuna giden ve dikkat çeken şeylere nazarının değmemesi için Allah’a dua etmeli ve zarar gelmemesi için O’na yalvarmalıdır. Peygamberimiz Efendimiz, farklı şekillerde bunun örneğini bizlere sunmuş ve söylenmesi gerekenleri öğretmiştir. (bk. Ahmed, III, 447; Hâkim, IV, 215–216)

Konu ile ilgili bir âyette, verimli ve son derece göz alıcı bir bahçeye sahip olan ama Allah’a şükretmeyen, “maşallah” demeyen; neticede tüm serveti helak olan nankör bir insandan bahsedilirken, ona nasihat eden mümin bir kişinin şu sözlerine yer verilmektedir:

 

“Bağına girdiğinde “Maşallah! Kuvvet yalnız Allah’ındır” deseydin ya!” (Kehf, 18/39)

 

Dargınlıkları Gidermek İçin Yapılabilecek Dua

Sokakta, çarşıda, pazarda, iş yerinde ve meskende sürekli diğer insanlarla sosyal ilişki halinde olan insanlar, güven ve huzur içinde hayatlarını sürdürebilmesi için bu ilişkiyi olumlu bir şekilde sürdürmesi gerekir. Yüce Allah, “aralarınızı düzeltin” (Enfal, 8/1) buyurmuş, Peygamberimiz (a.s.) da ashabının iyi ilişkiler içersinde olmasını, birbirlerine sevgi ve saygı göstermelerini ve  birlik ve beraberliklerini istemiş, bu konuda Allah’a şöyle dua etmelerini öğretmiştir:

Okunuşu:  Allâhümme ellif beyne kulûbinâ
Ve aslih zâte beyninâ
Vehdinâ sübüles-selâmi
Ve neccinâ minez-zulümâti ilen-nûri
Ve cennibnel-fevâhışe mâ zahara minhâ ve mâ betane.
Allâhümmehfaznâ fî esmâ’ınâ ve ebsârinâ ve ezvâcinâ

Anlamı: Allahım! Kalplerimizi birleştir (bize ayrılğıa düşürme) Aramızı/sosyal ilişkilerimizi düzelt. Bizi doğru yola ilet. Bizi (şirk, küfür ve nifak) karanlıklarından kurat, (iman ve İslam) aydınlığına çıkar, bizi her türlü çirkinlik ve edepsizliğin açığı ve gizlisinden uzaklaştır.. 

Allah’ım! Kulaklarımızı, gözlerimizi ve eşlerimizi (her türlü kötülükten ve günahtan) koru. (İbn Hibban, Rakaik, No: 996)

 

Yağmur Duası

Yağmur insanın ve tabiatın hayatiyeti için büyük önem taşıyan ilahi bir nimettir. Yağmur kültürümüzde bu hayati öneminden dolayı rahmet olarak anılagelmiştir. Onun yokluğu arzu edilmeyen bir şeydir. Müslümanlar yağmurlar kesildiği zaman yağmur duasına çıkarak, ihsan ve keremi bol olan Yüce Yaratandan yağmur niyazında bulunurlar. Bazı İslam bilginlerine göre istiskadan maksat yalnızca bir dua ve istiğfar olup burada cemaatle namaz sünnet kılınmamıştır. İsterlerse ayrı ayrı namaz kılabilirler. Ancak toplu olarak kılarlarsa bu da caizdir. Diğer bazı İslam bilginlerine göre ise, Cuma namazı gibi cehren/açık olarak kıraatle iki rekât namaz kılınması mendupdur. Klınan namazdan sonra bayram namazlarında olduğu gibi hutbe irad edilir.

Bir bölgede kuraklık olması halinde, o bölge sakinlerinin topluca açık bir alana çıkıp tövbe-istiğfardan sonra, Allâh’tan bolluk ve berekete vesile olacak yağmur göndermesini istemeleri, bunun için dua etmeleri sünnettir. Bu duaya yağmur isteme anlamına gelen “istiskâ duası” denir. Üç gün ardarda yağmur duasına çıkılması müstehaptır.

Peygamberimiz (a.s.) bizzat kendisi yağmur duası etmiş, ayrıca kuraklıktan sıkıntıya düşüldüğünde yağmur duasında bulunulmasını tavsiye etmiştir. (Buhârî, İstiskâ, 6; Müslim, İstiskâ, 2, 8; Ebû Dâvûd, Salât, 260)

Duaya çıkmadan önce dargınlar barıştırılır, yetimler ve yoksullar gözetilir, bolca sadaka dağıtılır. Çocuklar ve hayvanlar birlikte duaya çıkarılır. Zayıflara, çocuklara, ihtiyarlara dua ettirilir. Böylece Allâh’ın rahmetinin tecelli etmesi arzulanır. Önce tövbe istiğfarda bulunulur, haksız yere alınmış şeyler varsa sahiplerine iade edilir, Müslümanlar için mağfiret dilenir. Hüzünlü, tevazulu, huşulu bir şekilde Yüce Allah’ın rahmet ve yardımı niyaz edilir. Peygamber Efendimizden nakledilen yağmur duası şöyledir:

Okunuşu: Elhamdülillahi rabbil ‘âlemîn
Errahmânir-rahîm
Mâliki yevmiddîn,
Lâ ilâhe illallâhu yef’alü mâ yurîd.
Allâhümme entellâhu lâ ilâhe illâ entel-ğaniyyü ve nahnul- fukarâu, enzil ‘aleynel-ğayse vec’al mâ enzelte lenâ kuvveten ve belâğan ilâ hîne.
Allâhümme! Eskınâ ğaysen merîen merî’an tabakan ‘âcilen ğayra râisin nâfi’an ğayre dârrin
Allâhümmes-kınâ ğaysen mugîsen merîen tabakan ğadekan ‘âcilen ğayra râisin
Allâhümmeskınâ ğaysen muğisen mürîen nâfian ğayra dârrin, ‘âcilen ğayra âcilin
Allahümmeskına, Allahümmeskına, Allahümmeskına.
Allahümme eğısnâ, Allahümme eğısnâ, Allahümme eğıs
Allahümme ‘alel âkâmi vez-zırâbi ve bu-tûnil evdiyeti ve menâbiti’ş-şeceri.
Allahümme eskı ‘ıbâdeke ve be-hâimeke venşur rahmeteke ve ahyi beledekel-meyyite.

Anlamı: “Hamd rahman, rahim din/hesap gününün maliki olan âlemlerin Rabbine aittir. Allah’tan başka ilâh yoktur. O dilediğini yapar. 

Allah’ım! Sen Allah’sın Senden başka ilah yoktur.. Sen zenginsin, biz fakiriz. Bize  bol yağmur indir. İndirdiğin yağmuru bize kuvvet ve güç eyle ve yağmuru (muhtaç olduğumuz) zamanna kadar indir.”(Ebû Davut, İstiska, 2; İbn Mâce, İkame, 154;Ahmed, VI, 166 Buhârî, Tefsir Sure, 2,15)

Allahım! Bize yardım eden, içimize sinen, bol, faydalı, her tarafı kaplayan, her tarafa akıp giden, her tarafı sulayan umumi bir yağmur ihsan buyur.” (İbn Mace, İkamet’i-Salah, 154)

Allahım! Bize bol, faydalı, her yeri kaplayan, uygun zamanlı yağmur ver.” (İbn Mace, İkameti’-Salah, 154)

Allah’ım, bize imdadımıza koşan, afiyet veren, hızlı, zararlı olmayan, yararlı, gecikmeyen acil yağmur gönder. (Ebû Davut, Salât, 260)

“Allah’ım bize yağmur ver.  Allah’ım bize yağmur ver, Allah’ım bize yağmur ver.”(Buhârî, İstiska, 7; Cuma, 6)

“Allah’ım bize yağmur ihsan et, Allahım bize yağmur ver, Allahım bize yağmur ver. Allahım yüksek tepelere, küçük tepelere, vadilere, ağaçlık tepelere yağdır.” (Buhârî, İstiska, 6, 9)

“Allah’ım kullarını, hayvanlarını yağmur suyuyla sula, rahmetini saç ve dağıt, ölmüş olan topraklarımıza hayat ver.” (Ebû Davud, İstiska, 3)

Bu duanın ardından Türkçe olarak şöyle dua edilebilir:

Ya Rab! Bize yardım eden, içimize sinen, bol faydalı, her tarafı kaplayan, her tarafa akıp giden, her tarafı sulayan umumi bir yağmur ihsan buyur. Ey Yüce Rabbimiz! Bizleri yağmurla nimetlendir. Bizleri ümidini kesenlerden eyleme.

Ya Rab! Bizim için ekinlerimiz yetişsin, sağmal hayvanlarımız süt versin, göğün bereketleri ve yeryüzünün bereketleri ile bizleri sevindir, nimetlendir.

Ey yüce Rabbimiz! Biz senden mağfiret, bağışlanma dileriz. Şüphesiz sen çok mağfiret edensin. Bize semadan bol ve hayırlı yağmurlar yağdır.

Yağmur yağarken;

Allâhümme sayyiben nâfian (Ya Rab! Bunu hakkımızda faideli bir yağmur eyle” denilir.) (Buhârî, İstiska, 23) şiklinde dua edilir.

Yağmur çok yağdığında ise Hz. Peygamber şöyle dua etmiştir:

 

Okunuşu: Allahümme! havâleynâ velâ ‘aleynâ
Allahümme! ‘Alel-âkâmi vez-zırâbi ve butûnil-evdiyeti ve menâbiti’ş-şeceri

Anlamı: Allahım! Üzerimize değil, çevremize; Allahım, dağlara, tepelere, vadilerin içlerine ve ağaç biten yerlere. (Buharî, İstiska, 6; Müslim, İstiska, 2)

 

Hacı Uğurlama Duası

İslam Dini’nin beş temel esasından biri olan Hac ibadetinin dua ile çok yakın bir ilişkisi vardır. Hac ibadetinin başlangıcından itibaren tamamlanıncaya kadar hemen her anında çeşitli şekillerde dualara yer verilmiştir. Hac yolculuğuna çıkarken dua ile başlanılması uygundur. Hacca giden hacı adaylarının uğurlanması coşkulu ve manevi hazlarla dolu anların yaşanmasına vesile olmaktadır. Bu esnada şu dualar okunabilir:

Okunuşu: “E’ûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm.
Bismillâhir-rahmânir-rahîm.
Elhamdü lillâhi rabbil-âlemîn.
Vessalâtü ves-selâmü ‘alâ Rasûlinâ Muhammedivve ‘alâ âlihî ve ashâbihî ecme’în.
Rabbi edhılnî müdhale sıdkın ve ehrıcni muhrace sıdkın vec’al-lî mil- ledünke sultânen nasîrâ.
Sübhânellezî sehhara lenâ hâzâ ve mâ künnâ lehû mukrinîn ve innâ ilâ Rabbinâ le münkalibûn.
Allâhümme innî es’elüke fî seferinâ hâzel-birra vet-tekvâ ve minel-‘ameli mâ terdâ.
Allâhümme hevvin ‘aleynâ seferinâ hâzâ.
Allâhümmetvi lenel-bu’de.
Allâhümme entes-sâhibü fis-seferi vel-halîfetü fil-ehli vel- mâli.
Allâhümme innî e’ûzü bike min va’sâis-seferi ve keâbetil- münkalebi.

Anlamı: “Kovulmuş Şeytandan Allah’a sığınırım. Rahman Rahîm Allah’ın adı ile.”

Alemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun. Salat ve selam Onun Resulüne, âline ve ashabının üzerine olsun. 

“Rabbim! (Gireceğim yere) doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. (Çıkacağımyerden de) beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver.” (İsrâ,17/80)

Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz buna güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz.

Allah’ım! Biz, bu yolculuğumuzda senden iyilik ve takva, bir de hoşnut olacağın ameller işlemeyi nasip etmeni dileriz.

Allah’ım bu yolculuğumuzu kolay kıl ve uzağı yakın et.

Allah’ım! Seferde yardımcı, geride kalan çoluk çocuğumuz ve malımızın  koruyucusu Sensin. (Ebû Dâvûd, Cihâd, 79)

Allah’ım! Yolculuğun zorluklarından, üzücü şeylerle karşılaşmaktan ve kötü haller görmekten sana sığınırım. (Tirmizî, Deavâ-t, 41; Dârimî, İstizan,41)

Bu duaların akabinde Türkçe olarak şu dua da yapılabilir:

Ya Rabbi! Senin ilahi emirlerine ve davetine uyarak hac yolculuğuna çıkmaktayız. İnsanlar için kurulan ilk ibadet evi Mekke’deki alemlere rahmet ve ve hidâyet kaynağı olarak kurulan Kabe’yi ziyarete hazırlanan, Sevgili Kutlu Elçinin mescidini ve mübarek kabrini ziyarete niyetlenen kardeşlerimize kolaylıklar ihsan eyle.

Ya Rabbi!  Elemsiz, kedersiz, mübarek beldeyi ve makamları ziyaret ederek, manevi havasını kana kana, doya doya teneffüs etmeyi nasip eyle.

Allah’ım! Bu ibadeti kolay kıl ve kabul buyur. Hac erkanını usulüne uygun olarak, kolaylıkla eda etmeyi, sabırla tamamlamayı ihsan eyle. Arınmış bir ruhla Haremeyne vararak feyizle tekrar yurtlarımıza ve yuvalarımıza dönmeyi, günahlardan temizlenmeyi nasip eyle. Nefislerimize uyarak her hangi bir kötülüğe düşmekten, günah işlemekten, başkalarını incitmekten hepimizi muhafaza eyle.

Allah’ım! Sağ-salim gidip gelmeyi, ailemize ve dostlarımıza kavuşmayı nasip eyle. Onları da sağlık ve afiyet içinde bulmayı lütfet. Her mümin kuluna Kabe’yi tavaf edip yüz sürmeyi nasip eyle. Senden bu dünyada ve âhirette iyilik istiyoruz, günahlarımızı bağışla. Amin

 

Temel Atma Ve İş Yeri Açma Duası

İnsanların maişetini temin gayesi ile yatırım, ticaret, sanayi gibi işletmelerin inşasında bulunmak, hayırlı bir eser inşa etmek, ev, dükkân, işyeri, okul, hastane yapımı, kamu yararına yönelik eserlerin inşası hayırlı faaliyetlerden olup, birer salih amel cümlesindendir. Bu gibi eserlerin temeli esnasında Yüce Allah’a hamd ve kolaylık duasında bulunmak aynı zamanda mülkün gerçek sahibini hatırlamak ve O’na şükürde bulunmaktır. Bu gibi zamanlarda şöyle dua edilebilir:

Okunuşu: Elhamdu lillâhi  rabbil-‘âlemîn.
Ves-salâtü ves-selâmü ‘alâ rasûlinâ Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve sahbihî ecma’în.
E’ûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm
Bismillâhir-Rahmânir-Rahîm.
Allâhümme yâ müfettihal-ebvâb! İftah lenâ hayral-bâb.
Allâhümmerzuknâ rızkan halâlen tayyiben ve rizkan vâsi’an bi rahmetike yâ erhamer-Râhimîn ve ente hayrur-râzikîn.

Anlamı: Kovulmuş Şeytandan Allah’a sığınırım. Rahman Rahim Allah’ın adı ile

Hamd âlemlerin rabbı olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e, onun aline ve ashabının üzerine olsun. 

Ey kapıları açan Allah! Bize hayır kapılarını aç.

Allah’ım! Ey merhametlilerin en merhametlisi! Rahmetinle bize hela, temiz ve bol rızık ver. Sen rızık verenlerin en hayırlısısın.

Türkçe olarak şu dua da yapılabilir:

Ey Yüceler Yücesi Rabbimiz! Yüce Kur’ân-ı Kerim’in “insanın eline ancak çalışmasının karşılığı geçer” fermanına uyarak, hayırlı hizmetlere vesile olması niyet ve temennisiyle bu temeli atıyoruz. Bu teşebbüs ve faaliyetimizi hakkımızda hayırlı, bereketli ve devamlı eyle.

Müteşebbislerin ve girişim sahiplerinin niyet ve gayretlerini mübarek kıl. İşi tamamlamalarını ve başarılı olmalarını nasip ve müyesser eyle. Bu kardeşlerimizi, inşasında çalışacak, emek sarf edecek kimseleri her türlü kaza ve beladan muhafaza eyle. Verimli ve gayretli olmalarını ihsan eyle. Belde ve bölgesinin, bütün vatanımızın gelişmesi ve yücelmesi için çalışan bu ve benzeri kardeşlerimizin adetlerini arttır, emek ve kazançlarına bolluk, bereket lutfeyle.

İki günü birbirine denk olan aldanmıştır” düsturuna imtisal ederek bu hayırlı teşebbüste bulunan kardeşlerimizi emellerine ulaşmalarını kolaylaştır, güçleştirme Ya Rabbi. Bu kardeşlerimizi ve hepimizi başladığı işi tamamlamayı nasip eyle, utandırma, utanılacak şeyler yaptırma, hüsrana uğratma. Düşmanları bize güldürme. Temeli atılan bu inşaatın tamamına ermesini, hayırlı faaliyet, hizmet ve kazançlara vesile olmasını ihsan eyle.

Ey kapıları açan Allah’ım! Bize hayırlı kapılar aç. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Bize helal ve temiz rızıklar ihsan eyle, rızkımızı genişlet. Rızık verenlerin en hayırlısı Sen’sin.” Bugün burada temelini attığımız inşaatı/müesseseyi hayırla ikmal ve itmam etmeyi nasip eyle. Halis niyetle atılan bu adımları boşa çıkmaktan koru. Dünya ve âhiret mutluluğuna vesile eyle. Hayırlı iş ve kazançlar elde etmeyi, bolluk ve bereketlere ulaşmayı ihsan eyle. Her türlü kötülüklerden, kesada uğramaktan, hile ve art niyetlerden, zarardan,fitnelerden, fesat,haset ve kıskançlıktan koru. Hayırlara vesile kıl, kolaylaştır, güçleştirme, mübarek eyle ya Rabbi! Amin.

 

Kabir Ziyaretinde Yapılacak Dua

Kabir ziyaretinin, ölü ve ziyarette bulunan kimse için iki ayrı yönü vardır. Kabir ziyaretinde bulunan kimse, hem ölüye duada bulunur hem de dünya hayatının fani oluşunu idrâk eder. Kabirde bulunan kişinin bir zamanlar kendisi gibi sağ olduğunu, hayalleri ve emelleri olduğu, belki de bunlardan pek çoğunu gerçekleştirmeye fırsat bulamadan öldüğünü, aynı âkıbetin kendisini de beklediğini düşünmeye vesile olur, âhireti hatırlar. Ölüye dua ve istiğfarda bulunur. Bu da ölüye sevab kazandırır. Kabir ziyareti esnasında şu dua okunabilir:

Okunuşu: “Esselâmu ‘aleykum yâ ehlel-kubûr.
Yağfirullâhu lenâ ve leküm.
Entüm selefünâ ve nahnü bil-eseri.
Ve innâ inşâellâhü biküm lâhıkûn.
Esselâmu ‘aleyküm dâre kavmin mü’minîn
Ve etâküm mâ tû’adûne ğaden müeccelûn.
Ve innâ inşâallâhu biküm lâhikûn.
Allâhümmağfir liehli bakî’ıl-ğarkad.
Esselâmu ‘aleyküm ehled-diyâri minel-mü’minîne vel-müslimîne ve innâ inşâallâhu biküm lâhikûn.
Es’elullâhü lenâ ve lekümül-‘âfiyeh.

Anlamı: “Ey kabir topluluğu! Allah’ın selamı üzerinize olsun. Allah sizi ve bizi bağışlasın. Siz bizim öncülerimizsiniz. Biz de inşaallah  size katılacağız.” (Tirmizî, Cenaiz, 59; İbn Mâce, Cenâiz, 36)

“Ey müminlerin yurdu, Allah’ın selamı üzerinize olsun.  Size vadedilen ölüm geldi, bize de yakında gelecektir. İnşaallah biz de arkanızdan geleceğiz. Allahım! Burada yatanları bağışla” (Müslim, Cenaiz, 35/103)

“Ey müminlerin yurdu, size selam olsun. İnşaallah biz de size kavuşacağız. Allah’tan bizler ve sizler için afiyet dilerim” (Müslim Cenaiz, 35/104)

 

Sünnet Merasiminde Yapılacak Dua

Sünnet” (hıtan) erkeğin üreme organının ucundaki derinin kesilmesine denir. Sünnet olmak insanın fıtratının gereği (Buhâri, Libas, 62, 63; Müslim, Tahare, 16/49) ve peygamberimizin sünnetidir.

Sünnet, İslam’ın şiarı olduğu gibi, sağlık açısından birçok yararı da vardır.

Sünnet esnasında şöyle dua edilebilir;

Okunuşu: E’ûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm.
El-hamdü lillâhi rabbi’l-‘âlemin.
Ves-salâtü ves-selâmü ‘alâ rasûlinâ Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve sahbihî ecma’în.
Bismillâhir-rahmânir-rahîm.
Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate a’yunin vec’alnâ lil müttekîne imâmâ.
Allâhümmeksir mâlehû ve veledehû ve bârik lehû fî mâ a’taytehû.

Anlamı: “Alemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e âl ve ashabının hepsine salat ve selam olsun.

Kovulmuş şeşytandan Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim Allah’ın adı ile. 

Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” (Furkan/74)“Allahım bu kulunun evladını, malını ve ona verdiklerin mübarek eyle” (Buhârî, Deavat, 25)

Ya Rab! Peygamberimiz’in sünnet-i seniyyesine uyarak yavrusunu sünnet ettiren bu kardeşimizin amelini makbul, günahlarını mağfur eyle. Bu güzel sünnetin icrasını ve her hayırlı işini başarı ile tamamına erdir. Evladını kendisine, ailesine, yakınlarına, milletine, insanlığa hayırlı, faydalı eyle. Salih evlatlar olarak yetişmelerine yardım eyle.

Ya Rab! Sünneti gerçekleştirilen yavrumuza acı, elem ve ızdırap çektirme. Varsa ağrı ve elemlerini dindir. Onu lütfunla ve merhametinle sevindir, mesrur eyle. Sünnet olan evladımızı Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed’in nurlu ve kutlu yolundan ayırma. O’nun yüce ahlakından nasiplenerek, İslam ahlakı ile yetişmesini nesip eyle. Sünnet-i Seniyye’yi anlayarak, idrak etmeyi, iman-ı kâmil ile şereflenerek, dini gayret üzere bulunmayı lütfeyle. Cümlemizin yavrularını Kur’ân ve Sünnetin ışığından ve feyzinden hissedar eyle

Ya Rabbi! Bütün çocuklarımızı insani ve ahlaki güzelliklerle mücehhez olarak yetiştirmeyi ihsan eyle. Görünür görünmez kaza ve belalardan bütün çocuklarımızı koru.

Zararlı alışkanlıklardan ve kötü emelli kimselerden bütün çocuklarımızı muhafaza eyle. Sevgi ile büyüyerek bütün insanlığın sıhhat ve esenliği için çalışan, çaba sarfeden birer yetişkin olmalarını lutfeyle. Âmin.

 

 

 

Paylaşabilirsiniz...