Hayırlı bir gün – 19-11-2011

 

“ Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz.”

(Tahrim Suresi, 6.)

“ Ademoğlu şu beş şeyden sorguya çekilmedikçe Rabbinin huzurundan ayrılamaz: Ömrünü nerede geçirdiğinden, Gençliğini nerede tükettiğinden, Malını nerden kazandığından, Nereye harcadığından, İlmiyle nasıl amel ettiğinden.”

Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi vessellem)

Ne mutlu o kişiye ki, gençlik günlerini ganimet bilir de borcunu öder. Yani dînî ve insanî vazifelerini yerine getirir. Bedeni sapasağlam iken, yüreğinde de, vücudunda da güç ve kuvvet varken kulluğunu yerine getirir. O gençlik çağı, yemyeşil ter ü taze bir bağa benzer. Bol bol meyveler verir. Genç adamın kuvvet ve şehvet çeşmeleri akar durur. Bu suretler ten bahçesini yeşertir. Gençlik; yapılmış, döşenip dayanmış, tavanı yüksek, dört duvarı sağlam, onarmaya gereği bulunmayan bir eve benzer. Ne mutlu ihtiyarlık günleri gelip çatmadan; hastalıklar, üzüntüler, çaresizlikler yakasma yapışmadan insanlık vazifesini yapana…

Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.)

Allah’ım, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve âline salat eyle ve babalarımızı, annelerimizi, çocuklarımızı, eşlerimizi, yakınlarımızı, akrabalarımızı, komşularımızı ve tüm mü’min erkek ve kadınları şeytana karşı sağlam bir yere, koruyucu bir kaleye ve ulaşılmayacak bir sığınağa al. Onlara, kendilerini ondan koruyacak zırhlar giydir. Onlara, ona karşı etkili olacak silahlar ver. Ve, bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru. Ya Rabbe’l-âlemin. Âmin

Paylaşabilirsiniz...