Hayırlı bir gün – 05-11-2011

 

“ … Arafat’tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş’ar-i Haram’da Allah’ı zikredin ve O’nu size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz siz daha önce yanlış gidenlerden idiniz.

Sonra insanların (sel gibi) aktığı yerden siz de akın. Allah’tan mağfiret isteyin. Çünkü Allah affedici ve esirgeyicidir.

Hac ibadetlerinizi bitirince, babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde Allah’ı anın. İnsanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Böyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur.

Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! derler.

İşte onlar için, kazandıklarından büyük bir nasip vardır. (Şüphesiz) Allah’ın hesabı çok süratlidir. ”

(Bakara Suresi, 198, 199, 200, 201, 202)

“ Allah’ın, cehennemden en çok kul âzat ettiği gün, arefe günüdür”

Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi vessellem)

“ • Ey evini, barkını, çoluğunu, çocuğunu, yaşadığı şehri bırakıp kervanlarla uzun bir yolculuğu göze alan hacı! Allah evinin yolculuğundan hoş geldin!

• Kabeyi ziyaret etmek, Hz. Mustafa(s.a.v.)’in türbesine yüz sürmek için gündüzleri yarı aç, yarı susuz yollar aştın. Geceleri bile kararın yoktu.

• Hakk’ın kıblegâhına yüzünü, göğsünü sürdün, Allah evine girdin. “Giren eman bulur, kurtulur.” sırrına erdin.

• Bu tehlikelerle dolu hac yolunda nasıldınız; ne haldeydiniz? Bu yol tehlikelerle dolu bir yoldur. Allah bu yolda herkesi, her çeşit tehlikeden korusun.

• Sizler o mübarek yerlere kavuşmak mutluluğuna erdiniz. Orada hacıların “Lebbeyk!” sesleri ta arşa ulaşmada, gökyüzü uğultularla dolmada.

• Ey Merve’yi gören! Ey Safa tepesine çıkan hacı! Ne mutlu sana! Günahlarla, dedikodularla kirlenmiş olan bu fanî dudaklanmla nasıl olur da senin gözlerini öpebilirim? Bu sebeble ben canımla, rühumla senin gözlerini öper, ayağına başımı korum. ”

Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.)

Allah’ım! Hz. Muhammed (s.a.v.) ve âline salat ve selam eyle, Allah’ım, bu, kutlu ve mübarek bir gündür. Yeryüzünün dört bir yanında müslümanlar bir araya toplanmış, biri rahmetini dilemekte, biri nimetini istemekte, biri ödülünü aramakta, biri azabından korkmakta. Ve sen, onların neye muhtaç olduğunu daha iyi bilirsin. Şu halde, cömertliğine, keremine ve isteğimin sana kolay oluşuna dayanarak Senden, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve âline salat etmeni istiyorum. Ey yüce Allah’ımız, ey Rabbimiz, mülk de, hamd da Sana aittir; Senden başka ilah yoktur; hilm ve kerem sahibisin; şefkatlisin, büyük nimetler verirsin; yücelik ve ikram sahibisin; gökleri ve yeri yaratansın. Senden istiyorum ki, inanan kullarının arasında bir hayır, bir afiyet, bir bereket, bir hidayet, itaatin yönünde bir amel veya onları sana doğru iletecek, katındaki derecelerini yükseltecek, dünya ve ahiret hayrına sebep olacak bir hayır paylaştırdığın zaman benim payımı çok, nasibimi bol edesin. Allah’ım, mülk de, hamd da Senindir; Senden başka ilah yoktur; Senden, yaratıklarının arasından seçip beğendiğin kulun, resulün ve habibin Hz. Muhammed (s.a.v.)’e senden başka kimsenin sayamayacağı bir salatla salat etmeni, bizi bu mübarek günde, Arafat’da Seni çağıran salih kullarının arasına katmanı ve bizi de, onları da bağışlamanı istiyorum, ey âlemlerin Rabbi. Hiç kuşkusuz, sen, her şeye kadirsin.

 

Yâ Rab! Sevgili Peygamberimiz; “Hac Arafat’tır” diyor! Bizler de bu gün Arafat’ı idrâk ediyoruz! Arafat’ı Arafat yapan değerler hürmetine, Arafat’ta gizli sırlar, mânâ, feyiz ve bereketler hürmetine, bütünüyle ondan istifade edebilmeyi, Arafat’ın şuuruna erebilmeyi, bizlere nasip ve müyesser eyle! Arafat’ta bağışlanacaklar zümresine bizleri de dâhil eyle yâ erhamerrahimin, yâ erhamerrahimin, yâ erhamerrahimin… Âmin….

Paylaşabilirsiniz...